Farklı eko etiketleme programlarının amacı, tüketicileri çevreye en az zarar veren ürünleri seçmeye teşvik etmektir. Bunun için sürdürülebilir tüketim kalıplarının oluşturulması gerekmektedir. Bu nedenle bu tür programlar tüketicilerin katılımının sağlanması çok önemli olmaktadır. Bu gerçekten hareketle bütün eko etiketleme programları gibi ECO LABEL programı da her türlü belirsizlik riskini sınırlamaya çalışmaktadır. Bu amaçla, ECO LABEL programı bir ürünün yaşam döngüsünün tüm etkilerini hesaba katmakta ve güvenilir ve doğrulanabilir bir değerlendirme yöntemi sunmaktadır.
ECO LABEL programı, çeşitli ürün gruplarına uygun tam etiketleme kriterlerini tanımlamak için çok kriterli bir yaklaşımı benimsemektedir. Genel olarak bu yaklaşım, bir ürünün yaşam döngüsü boyunca neden olduğu tüm etkileri hesaba katan kapsamlı ve eksiksiz yaşam döngüsü analizlerinin yapılmasını gerektirmektedir.
İlk eko etiketleme programının uygulamaya konulmasından bugüne yaklaşık otuz yıl geçmiştir. Bunların etkinliği konusunda yapılan araştırma sonuçlarına göre, eko etiketler sürdürülebilirlik bilincini ve performansını artırmada faydalı olmuştur. Ancak sayıca bu kadar fazla eko etiket programının uygulamada olması, güvenilirlik konusunda endişeler yaratmaktadır.
Genel olarak sürdürebilirlik kavramı, bir toplumun, bir ekosistemi veya sürekliliği olan herhangi bir sistemi, bozulmadan, tüketmeden ve kaynaklara aşırı yüklenmeden sürdürebilmesi yeteneği olarak tanımlanmaktadır. Genel kabul gören bir tanıma göre ise sürdürülebilir olmak, bugünün gereksinimlerini, gelecek nesillerin gereksinimlerini karşılama yetisinden ödün vermeden karşılamak demektir. Özellikle Rio Konferansı’ndan sonra sürdürülebilirlik kavramı dünyanın her yerinde önem kazanmıştır. Eko etiketleme çalışmalarının da sürdürülebilir olması bu açıdan önemli olmaktadır. Çevreye duyarlı sektörlerde ekolojik potansiyelin değerlendirilmesi, çevreyi koruma ve kullanım dengesine dikkat edilmesi, doğal kaynakların kirletilmeden korunması, atık suların arıtılarak yeniden kullanıma sunulması, enerji ve su kaynaklarının verimli kullanılması, yenilenebilir enerji kaynakları payının arttırılması, biyolojik çeşitliliğin korunması ve çevre bilincinin geliştirilmesi ECO LABEL programının da öncelikli konuları arasındadır.
Üretim ve tüketim süreçlerinde yerküreye verilen zararlar, zaman içinde farklı olmaktadır. Teknolojinin gelişimi ile birlikte, çevreye duyarlı üretim ve tüketim artmaktadır, ancak önü alınamaz çevre felaketleri de arka arkaya yaşanmaktadır. Esasen sürdürülebilirlik için çözüm arayışları, öncesine göre çok daha fazla olmaktadır.